Yakınlarına yurt dışı deneyim ve yabancı dil kazandırmak için yurt dışı şirket kurulmaktadır:

Bu arada örneğin Fransa’da okutulan sonra oradaki yurt dışı şirketinde çalıştırılan ailenin ikinci, üçüncü nesil genç yöneticileri yurt dışı deneyim sahibi olmaktadırlar. Sonuç olarak değişik ülkelerin iş mantalitesini algılamak önemlidir. Uluslararası iş yapmak isteyen şirketler için bunlar önemli sayılır. Aynı zamanda o ülkenin üniversitelerinde yetişip bu tür yabancı bir ülkede bulunduracağınız akraba yöneticilerinin bu yan kuruluşta yurt dışı işleri daha iyi öğrenmeleri sağlanır. Bunun dışında o ülkenin süresiz bir oturma izni veya o ülkenin vatandaşlığının avantajları da irdelenmelidir. Özellikle o ülkenin yurttaşlığı size vizesiz hareket olanağı sağlıyorsa. Bazı ülkelerde üniversitede okumak için o ülkelerin üniversite yönetimleri Türkiye’deki üniversite giriş sınavlarında elde edilen başarıları göz önünde tutuyorlar. Bundan dolayı Türkiye’deki üniversite giriş sınavları göz ardı edilemez.

 

Nasıl etkin dil öğrenilir?

  1. Bir yabancı dil eğitim şekli hem görüntüsel hem de işitsel algılara hitap etmeli. Görüntüsel algı ile birey sözcüklerin 40% 1 saat içinde öğreniyorsa, işitsel algılar yoluyla da 30% nu beynine yerleştirebiliyorsa, iki algıya hitap eden yöntem kullanıldığında bu oran 90% a kadar çıkar. Bu şekilde öğrenim oranı işitsel ve görüntüsel öğrenme şekillerinin toplamından (40% +30%=70%) daha fazla bir öğrenme düzeyine çıkmaktadır. Bir de sözcüklerin yanına resimler eklenip, resimdeki sözcükleri hafızaya yerleştirmek daha etkin olur.
  2. Öğrenilecek sözcüklerin kullanım oranı en yüksek olan 2500 sözcüğü içeren bir öğrenim sistemi ile işe başlamalı. Bu durumda sonunda günlük bir yazının 80% hakim olunur. Gine ikincil en çok kullanılan 2000 sözcük ile bu oran 90% lara çıkar. Ondan sonra Öğrenilen her 2000 sözcük ile bu oran yalnız 2% artar.
  3. Sözcükler aynı konunun sözcükleri olarak öğrenilirse (örneğin bulaşık ile ilgili sözcükler bir arada : çatal bıçak, kaşık vs.) öğrenme daha etkin olur. Benzer sözcüklerin farklarını sindirerek öğrenilirse ( koşma, yürüme, zıplama, tırmanma, inme, çıkma) öğrenim daha verimli olur. Aynı şekilde zıt sözcükler ( iyi, kötü) bir arada bulunması da öğrenmeyi kolaylaştırır. Bir dilin sözcüklerini (2500 civarında) metinli, gramerli, egzersizli konuya ayırarak öğrenmek daha doğrudur.
  4. Türkçe söz dizimini ve grameri öğrendikten sonra yabancı dilde gramer ve söz dizimini öğrenmek daha kolaydır. Unutmamalı ki Batı dillerinde söz dizimi Türkçe’ den farklıdır.
  5. Tekrar, eksersiz, çeviri, okuma, yazma, konuşma, dinleme hepsi bir arada öğrenmenin vazgeçilmez öğeleridir. Bir çalışma ünitesi bunların hepsine hitap etmelidir. Her gün soru yanıt sisteminde birisi ile kitap da ki konuları tekrarlamak insanı yabancı Dil konuşmaya yaklaştırır.
  6. Unutmamalı ki Eflatun’a göre tekrarlama öğrenmenin annesidir.
  7. Bir yabancı dil öğrenilip kenara bırakılırsa unutulur. Bir dil ancak kullanılarak muhafaza edilir ve gelişir. Bundan dolayı insan ilgilendiği konularla ilgili sürekli yazılar okumak, konuşmaları  dinlemek  ve katılmak, yabancı  televizyon kanallarını, filmleri dinlemek, yabancı dergi ve gazeteleri takip etmek yabancı dil bilgisini dinç tutmak için zaruridir.