Vergi Yükü Minimizasyonu

Şirket grupları vergi yükünü minimize etmektedirler : Türkiye’deki ihracat yapan şirketler kurumsal vergilerin düşük olduğu bir ülkede kurulan bir aracı şirket yoluyla Türkiye’deki mal dış satış fiyatlarını düşük gösterip, yurt dışındaki şirketlerinde nihai fiyattan ihracat yapması sonucu karları yurt dışı şirketlerinde göstererek toplam olarak vergi yükünü azaltmaktadırlar (Bu şirket personel çalıştırmadan offshore şirketi olarak da kurulabilir).

Yıllardan beri Türk ekonomisi ve ABD ekonomisi gibi ekonomiler resmi rakamlara göre dış ticaret ve hizmetler bilançosunda büyük açıklar veriyorlar ve bu yıllardır sürüp gidiyor. Kimse de acaba bu kadar büyük açıklar bu kadar uzun süre verilebilinir mi diye verileri sorgulamıyor. Bazı dış ödemelerdeki kalemler zaten tahmini olarak saptanıyor. Bunun en iyi örneği turizm dövizi gelirleri. Fakat bütün resmi kayıtlardaki döviz giriş çıkışlar doğru olsa bile bunlar gerçek durumu yansıtmayabilir. Çünkü bir çok şirketin uluslararası mal ve hizmet ticaretinde faturaladığı fiyatla nihai alıcıya yansıttığı fiyat farklı olmaktadır. Bunun nedenlerinden biri de şirketlerin vergi masraflarını düşürme hedefidir: Bu çerçevede kurumsal vergilerin yüksek olduğu örneğin Türkiye’de bulunan bir fabrika kuruluşu P daha düşük bir fiyattan (örneğin 8 Milyon USD) önce vergi cenneti D ülkesinde kurduğu PA isimli bir yan kuruluşuna ürününü satar. Esas PA şirketi örneğin Fransa’daki nihai alıcıya doğru fiyattan (örneğin 10 Milyon USD) malını satar. Bu durumda Türkiye’deki P fabrika kuruluşunun karı daha az görünüp yok denilecek kadar az kurumsal vergi öder ve bu dış satımın karlarının bir kısmı D ülkesindeki PA şirketinde görünür. Bu şekilde şirketler grubu ödediği vergileri minimize eder.

Yurt Dışı Finansman Temin Edenler
Türkiye’den İhracat yapan Firmalar kurumsal vergilerin düşük olduğu bir ülkede kurdukları bir aracı şirket yoluyla Türkiye’deki şirketlerinin gerçek dış satım fiyatını düşük gösterip yurt dışındaki kendi aracı şirketine sattıkları ürünleri, aracı şirketi yoluyla nihai fiyattan yurt dışındaki alıcıya satıp, yurt dışı aracı şirketinin bilançosunda karları biriktirerek aracı şirketi adına o ülkenin bankalarında hesap açarak yabancı bankaların aracı şirketinin hesap hareketlerinden aracı şirketinin faaliyetlerini görmeleri sonucu o bankalardan kredi temin etmektedirler.

Önceki örnekteki Türkiye’deki söz konusu fabrika kuruluşu P yurtdışı kredilere başvurabilmek için bazen PA isimli yan kuruluş şirketini dış banka sistemi kuvvetli olan fakat kurumsal vergileri Türkiye’ de olduğu kadar yüksek olmayan az vergi ödenilen D ülkesinde kurup orada da dış kredi temin etmeye çalışıp o ülkedeki şirketin aracılığı ile örneğin Fransa’ya dış satım gerçekleştirir. Bu şekilde de çok vergi tasarruf etme olanağı ortaya çıkmaktadır. (Örneğin Türkiye’deki P fabrikası D ülkesindeki kendisine ait olan PA isimli şirketine 10 Milyon USD yerine 8 Milyon USD’a gömlek satar. D ülkesindeki PA yan kuruluşu Fransa’daki nihai alıcı şirkette 10 Milyon USD’a gömlek satar. Türkiye’deki P şirketinin de karı az göründüğü için de orada az vergi tahakkuk eder. D ülkesindeki yan kuruluşta biriken karların vergisi de düşüktür. Şirket sahipleri karın çoğunu PA şirketinin öz kaynaklarını takviye etmek için kullanıp şirketi karlı gösterip D ülkesinde kredi temin etme girişiminde bulunması hem kendileri hem Türkiye için en doğru hamledir. Bankada açılan bir hesap yoluyla şirket sahipleri 1-2 yılda görülen hesap hareketleri sonucu bankaya güven vererek yapılan işleri iyi anlatarak o ülkede banka kredileri temin ettikleri görülmektedir.

Bir çok uluslararası şirket kendi bünyesindeki şirketlerin arasındaki mal ve hizmet ticaretinde fiyatları ona göre ayarlayarak bu tür işlemlerle vergilerin yüksek olduğu Türkiye’de karlarını düşük gösterip kurumsal vergilerin düşük olduğu D gibi ülkelerde daha yüksek gösteriyorlar. Bu şekilde uluslararası şirketin karları kurumsal vergilerin düşük olduğu ülkede birikiyor. Eğer Gelişmiş ülkelerdeki ithalatçılar vadeli ödeme yapmak üzere mal alıyorlarsa hukuku daha güvenilir D ülkesindeki PA isimli yan kuruluşu D ülkesinin bankalarına bu alacaklarını teminat göstererek kredi temin etme olanaklarına kavuşuyorlar. Bu arada Türkiye’de temin edebileceğiniz krediler şunlardır:

1)Sevk Öncesi İhracat Kredileri:

Bu kredi türü ticari bankalar aracılığı ile kullandırılmakta olup ihracatçıların üretim aşamasından itibaren destek amaçlıdır. Bu kredilerde firma ve ihracat riskini aracı banka üstlenmiş sayılır.

  • Sevk Öncesi Türk Lirası İhracat Kredisi
    İhracata yönelik mal üreten firmalar tarafından kullanabilen kısa vadeli kredi biçimidir.
  • Sevk Öncesi Türk Lirası Kalkınmada Öncelikli Yöreler İhracat Kredisi
    Ekonomik faaliyetlerini Kalkınmada Öncelikli Yörelerde yürüten üretici, üretici ihracatçı ve ihracatçı firmalara kullandırılan bir kredi şeklidir.
  • Sevk Öncesi Döviz İhracat Kredisi
    Malların döviz karşılığı ihracı taahhüdü karşılığında verilen bir kredi türüdür.

2)Dış Ticaret Şirketleri (DTŞ) İhracat Kredileri:

Dış Ticaret Sermaye Şirketleri (DTSŞ) ve Sektörel Dış Ticaret Şirketleri’nin (SDTŞ) ihracatları ile ilgili finansman gereksinimlerini karşılamak amacıyla verilen kredilerdir.

3)İhracata Hazırlık Kredileri:

İhracatçıların aracı banka olmadan direkt Eximbank’tan kredi kullanmalarına olanak sağlayan bu program ihracat faaliyetlerini hazırlık aşamasında desteklemek amacıyla uygulanıp, döviz veya TL bazında yürütülür.

 

4)KOBİ İhracata Hazırlık Kredileri:

KOBİ tanımına uyan firmalar ihracat taahhüdü karşılığında malların ihraç edilmesi koşulu ile bu krediden faydalanabilmektedir. Ayrıca kısa vadeli ihracat kredileri yanında Türk Eximbank tarafından ihracatımızı destekleme amaçlı uygulanan özellikli krediler ve aracılık kredileri de bulunmaktadır. Bu krediler konusundaki ayrıntılar Eximbank web sitesinde bulunur.